14 Kasım 2013 Perşembe

MUHAFAZAKAR ULUSALCIYIM

İnanç sistemimde ki, Müslüman kimliğim tüm hücrelerime işlemiştir. Müslüman olmanın ve ALLAH'A kulluk vazifesinin şartlarını da kendi çapımda yerine getirmenin gayreti içindeyim. 

TÜRK olmanın gururunu, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde ve kutsallığına inandığım İstiklal Marşımızın her bir satırını kulağıma küpe yaparak, büyük bir mutluluk ve heyecanla yaşamaktayım.

Müslüman olmak benim için, Türk Kimliğime yakışan en büyük, en güzel, en onurlu, en anlamlı ve en kutsal sıfattır.

Bir Türk olarak, Müslümanlığı, araştırarak, günümüz imkan ve şartlarını reddetmeden, çağın gereklerini yerine getirerek, en iyi şekilde yaşamaya çalışmaktayım. 
Bağnaz düşüncelerle, İslamiyete yakıştırılmaya çalışılan kötü sıfatlarla, toplum nazarında kabul görmeyen, İslamiyet imajına zarar veren, her türlü davranış ve kabullenilmişliklerle  mücadele ederken, doğruyu, hoşgörüyü ve iyiliği her daim anlatma çabası içindeyim.

Hem Türk, hem de Müslüman olarak mevcut şartlarda yaşayabilmemizi sağlayan en önemli sebeplerin başında ATATÜRK ve onun önderliğinde kurulan TÜRKİYE CUMHURİYETİ gelmektedir. 

600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunun çöküş sürecinde, topraklarımızın üzerinde kötü emelleri olan aç gözlü devletler, kendi aralarında paylaşım yaparken, geçmişinde Trablusgarp ve Çanakkale destanları bulunan kahraman ATA'MIZ ve silah arkadaşları yapılan bütün o planları, emperyalist devletlere yutturup, inancın ve azmin, Türk kimliğiyle beraber İslam inancı sentezinde neler yapabileceğini göstermişlerdir. Bu kurtuluş destanı, sadece düşman devletlere karşı değil, aynı zamanda ülke içindeki her türlü zararlı unsura karşı da yapılarak yazılmıştır. 

ATATÜRK, cumhuriyeti ilan ettikten sonra ülkemizi, İslamiyeti modern anlamda yaşayan, monarşiden soyutlanmış, demokrasiyi tüm hücrelerine sindirmiş, çağın hem ekonomik olarak, hemde özgürlükler konusunda ileri seviyede olan ülkelerinin seviyelerine getirmek için ömrünün sonuna kadar mücadele etmiştir. İşte bu mücadelenin sonucunda, herkes özgürce düşüncesini ifade edebilir, tartışabilir hale gelmiştir. Ve bence, maalesef 600 senelik padişahlık rejiminden sonra, ATAMIZIN getirmiş olduğu bu özgürlüğü, günümüzde dahi tam olarak sindirebilmiş ve özümseyebilmiş bir toplum değiliz. 
Atatürk, onlarca yıl sonra olacakları öngören ve bunu ifade eden dahi bir liderdir... 
Atatürk, kapalı bir toplumda tabu haline gelmiş hususların üzerine gidip, bu yanlışları görüp, önlemini alan ve çözen bir analisttir... 
Atatürk, ata erkil bir yapıya sahip olduğu iddiasıyla kadını hep ikinci sınıf görmüş, cahiliye dönemi arap toplumu benzeri bir yapıyı, korkusuzca değiştiren bir toplum bilimcidir... 
Atatürk, çocukları anlayan, onları geleceğe hazırlayan bir eğitmendir... 
Atatürk, dünya ile entegre olmamızı sağlayan ve latin alfabesini geçişimizi sağlayan bir reformisttir...
Atatürk, sanayi devrimi ile beraber, tarımda makineleşmenin öncüsü olan bir sanayicidir...
Atatürk, iktisat kongresi organize eden bir ekonomisttir... ve hepsinden önemlisi,
Atatürk, Türk insanının layık olduğu yere gelebilmesi için her türlü zorlukla mücadele eden bir devrimcidir.

Güzel ülkemizde, son zamanlarda baş gösteren Atatürk düşmanlığı ve nefretine, işte bu sebeplerle karşıyım... Ben, hem laik, hem Atatürkçü, hem de muhafazakar bir insanım... Bunu hem özel hayatımda hemde sosyal hayatta çok ta güzel yaşıyorum... Ve artık toplum olarak, değişen dünya şartlarında, bir takım tanımlarında değişmesi gerektiğine inanıyorum... Neden laik düşünceye sempati duyan insan aynı zamanda muhafazakar olamaz... Ben, devlet ve din işleri birbirinden ayrılsın diyorum. Yani laikliği savunuyorum. Ama özgürce de ibadetimi yapabilmeli, müslümanlığın gereklerini yerine getirebilmeliyim diyorum  ve muhafazakarım diyorum. Ama benim özgürlük sınırlarımın, bir başkasının özgürlük sınırlarına tecavüz etmesini de istemiyorum. Aynı şekilde başkasının özgürlük sınırları, benim özgürlük sınırlarımı da ihlal etmesin diyorum.

Nedir bu ATATÜRK düşmanlığı? Yıllardır hiç olmayan oldu ve güzelim ülkemizi ATATÜRK üzerinden bölmeye çalışıyorsunuz... Bırakın artık bu işleri!... Geçmişle hesaplaşmak ATATÜRK üzerinden olmaz... ATATÜRKÜ sevmek dinsizlik değildir... Ve ATATÜRKÜ seven kişide dinsiz değildir... Bırakın din ve ATATÜRK üzerinden savaşmayı... Ben hem DİNDARIM, hem ATATÜRKÇÜYÜM, hem de TÜRKÜM TÜRKKKK...

İşte, ben Tevfik ÇELİK, Türk vatandaşı Tevfik ÇELİK, Müslüman Tevfik ÇELİK ve Atatürk'ü seven Tevfik ÇELİK, Atatürk aşığı bir "Muhafazakar Ulusalcıyım"...

6 yorum:

İlker Çelik dedi ki...

Eline saglik...

İlker Çelik dedi ki...

Eline saglik...

Tevfik ÇELİK dedi ki...

Teşekkürler İlker'im...

çiğdem dedi ki...

kendini ve çoğu insanın ayıramadıklarını çok güzel ifade etmişşin müdür

Tevfik ÇELİK dedi ki...

Yazımı beğenmen beni mutlu etti Çiğdem...Teşekkür ederim...

izbilgi dedi ki...

Çok Teşekkürler Sevgili Tevfik Ağabey. Aynı düşünceleri paylaşıyorum. Türkiye Cumhuriyeti, bir Türk Cumhuriyeti'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin Vatandaşları'nın Türk'ün Yaklaşık 16 Bin Yıllık Tarihine saygı duyması gerekmektedir. Aynı zamanda zaten bu millet, atalarıyla, kültürüyle, sanatıyla, geçmişiyle, şimdisiyle, geleceğiyle sevilmeyecek de bir millet değildir hani. Dede Korkut'umuz, Oğuz Kağan'ımız, Kül Tigin'imiz, Bilge Atatürk'ümüz ve daha nice bütün Atalarımız hiç unutulur mu? Unutulmaz elbette... Özellikle ülkemizi, ana vatanımızı kuran, ülkemizi fikirleri ile sağlamlaştıran Mustafa Kemal Atatürk'ümüz asla unutulmaz. Atatürk'ün soyadı muhteviyatında olan hiçbir Atamızı, hiçbir Türk'ü unutmayalım. Kur'an'ı sonsuzluğa tebliğ eden Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'i unutmayalım. Hz. Hüseyn'i, Hz. Yunus'u, Hz. Nuh'u, Hz. Musa'yı ve daha nice suhuflarla Kur'an'ın zaman yolculuğuna vesile olan suhufların, sahifelerin gönderildiği peygamberlerimizi de asla unutmamalıyız.
Bilim ile, ilim ile, çalışkanlık ile, ahlak ile, üretkenlik ile, yükseliş ile, erdem ile, irfan ile, özveri ile, hoşgörü ile, saygı ile, koruyuculuk ve müdafaa ile değerlerimize sahip çıkmalıyız. İster milli olsun, ister dini olsun, bütün değerlerimiz önemlidir. Hepsi rahmanidir, Hakk'tan bahşedilmiştir.

''Muhafaza'' etmek, ''Muhalif'' olmak lazım...
Hz. Adem Aleyhisselam'ı Halife olarak Yaratmış Yaradan, Halife, Muhaliftir, sorgular, araştırır, geliştirir, yeniler, aslına, özüne, Hakk'a ve Hakikat'e saygılı ve sadık kalarak yapar bunları.

Bütün kavramların, bütün değerlerin aslını, özünü, hakikatini, yani Türklüğümüzün de, Müslümanlığımızın da aslını yaşayanlar hep iyilik bulacaklardır, yükseleceklerdir. Evet, rahat olalım, bizim gücümüz, çabamız yerinde oldukça, üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe hiçbir kötü niyetli bizim yurdumuzu, ana vatanımızı bölemez, ilimizi, töremizi de bozamaz. Töre sözcüğü de burada iyi anlamdadır.

Saygılarımla, tekrar Teşekkürler Tevfik Ağabey,
Yazılarının ve başarılarının devamını diliyorum.
Allah'tan dilerim ki ; milli ve dini değerlerimizin, özünü, aslını, hakikatini gördüğümüz, bildiğimiz ve aslından bahsettiğimiz değerlerimizi kurtarabilme gücü versin bizlere...

ATA'da ATALARIMIZI,
TÜRK'te tüm TÜRK BOYLARI'NI GÖRELİM...
İŞTE BUNLARIN HEPSİNDE,
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ,
ANA VATANIMIZI GÖRELİM...