Bakara Suresi 268. ayette ise Yüce ALLAH diyor
ki; "Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size çirkin işleri emreder".
İşte Yüce ALLAH'IN apaçık bu uyarısına rağmen şeytanın
sözünü düstur edinenler,
Ünlü şairimiz, Tevfik Fikret'in üstüne basa basa
söylediği; "Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha (yağma sofrası) sizin.
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin".
cümlesini boşa çıkarmamak gayesiyle canhıraş bir
şekilde çalışıyorlar ki ne çalışmak...
İşte bütün bunların olacağını önceden gören
büyük üstad Mehmet Akif, "Bir külâh kapmaksa şayet bunca hırsın gayesi…
Kendi namusun olur er geç onun sermayesi" diyerek gayet net bir şekilde
uyarıyor...
Ama biz "ekonomik olarak gelişiyoruz",
"gayri safi milli hasılamız şöyle oldu","eyyy imf artık silkelen
ve kendine gel, bak sana borcumuz kalmadı", "marmaray yaptık,
3.köprüyü yapıyoruz, otobanlar yaptık, hızlı tren yaptık" diyerek hem
kendilerini hem de biz saf ahaliyi Hasan Sabbahın Haşşaşileri gibi
uyutuyorlar...
Ama buna cevabını, Gustavo Peder veriyor ve diyor
ki; "Gelişmiş ülke fakirlerin bile arabaya bindiği değil, zenginlerin bile
otobüse bindiği ülkedir".
Bunun üzerine "biz demokratik açılım"
yaptık, "benim türbanlı kardeşim okuluna rahat gidiyor, kamu da rahat
çalışıyor, özgürlük getirdik" diyor...
Bunun üzerine Konfüçyüs de diyor ki; "bokun
üzerinde oturabilirsin ama kokusunu engelleyemezsin"...
Derken hukuksuz telefon dinlemeleri ortaya birer
birer çıkmaya başlıyor...
Bu durum üzerine İlhan Berk de diyor ki;
"Hesabını veremeyeceğiniz işlere kalkışmayın, çünkü öteki tarafta bulaşık
yıkatmıyorlar"...
Hadi sen misin bunu diyen? biz ne yapıyorsak
memleketimizin geleceği için yapıyoruz diye ahalimizi kandırmaya devam
ediyorlar...
Mark Twain de diyor ki; "İnsanları kandırmak,
kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır"...
Haklı...çünkü ahalimiz çok duyarsız bir şekilde
ve yaptığı iyi şeyleri kılıf yaparak bütün olumsuzlukları görmezden gelmeye
başlıyor...
Bunun üzerine Swift ahalimize diyor ki; "
Görmek istemeyenler kadar kör yoktur"...
Yüce ALLAH ta ahalimizin uyanık olması için Zariyat
Suresi 58. ayette diyor ki; "ALLAH rızık verendir, güçlüdür,
kuvvetlidir".
Ahali görüyor, okuyor, dinliyor ama nedense akıl
tutulması yaşamaya devam ediyor...
Bunun üzerine Yüce ALLAH Ankebut Suresi 64.
ayette şöyle diyor; "Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan
ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat o dur. Keşke bilmiş
olsalardı"...
Ve Yüce ALLAH Nahl Suresi 16. ayette;
"Muhakkak ki, ALLAH, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder.
Çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size
böylece öğüt veriyor".
diyerek devam ediyor...
Ama at gözlüğü takmış olan ahalimize
dayanamayıp, Voltaire de diyor ki; "Kendilerini başkalarının kurtarmasını
bekleyen kişiler sadece kölelerdir"...
Toplum olarak yapmamız gerekeni Boileau söylüyor
ve diyor ki; "Kusurlarınızı söyleyebilecek dostlar edinin"...
Kulağımıza küpe yapmamız içinde Tolstoy diyor
ki; "Kötüler kendilerine katlanıldıkça daha da azarlar"...
Bu dakikadan sonra olması gereken hayat
düsturumuzu ise Bir Meksika atasözü söylüyor ve diyor ki; "Akıllı kimdir?
Herkesten öğrenen. Kuvvetli kimdir? Hırslarını yenen, Zengin kimdir?
Halinden memnun olan"...
Eeee ne demiş atalarımız; "GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ
İSTEMEZ"...
Tevfik ÇELİK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder