18 Mart 2020 Çarşamba

18 MART AKLIMIZI BAŞIMIZDA TUTAN GERÇEĞİMİZ

TARİH bir hatıra değildir.
TARİH, yaşanılmış gerçeklerdir.
TARİH, kendimize ödevler çıkarmamız gereken, acı ve tatlı yaşanmışları içeren bir derstir.
İnsanın, refleks olarak ilk korumaya aldığı organ GÖZBEBEĞİDİR...
Çanakkale, bizim ülke olarak GÖZBEBEĞİMİZDİR...
18 Mart 1915 ise, hatıra olarak algılayacağımız bir tarih değildir...
Çanakkale bizim AKLIMIZI BAŞIMIZDA tutan GERÇEĞİMİZDİR...
Çanakkale Zaferi....
Kelimelerin yetersiz kaldığı...
Aklımızın, kalbimizin, bedenimizin ve ruhumuzun KUTSALLARIMIZ UĞRUNA seve seve feda edildiği KAHRAMANLIK DESTANIDIR...
Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bu destanı yazan şehit ve yine bu destanın gazilerini RAHMETLE ANIYORUM...
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...

17 Mart 2020 Salı

CORONA VİRÜSÜ VE TARİHE DÜŞTÜĞÜM NOT

Sevgili ve çok değerli arkadaşlarım,
- Öncelikle şunu hepimiz biliyoruz ki sadece ülke olarak biz değil, tüm insanlık olarak hepimiz ciddi bir sınavdan geçiyoruz.
- Olayın vehametini kavrayamamak, bize bir şey olmaz demek, biz beş vakit abdest alıyoruz demek, bizim tuvaletlerimizde taharet musluğu var demek, bizde kolonya alışkanlığı var demek, ıslak mendili sonuna kadar kullanıyoruz demek, hali hazırda hiç bir çözümü olmayan bu Corona Virüsüne karşı olabilecek en büyük ciddiyetsizliktir.
- Benim yaş gurubum risk gurubuna dahil değil diyerek hareket etmek ise daha da vahimdir. Eğer herhangi bir yerden bir virüs kapar ve bunu taşırsan, evdeki annene babana veya kronik rahatsızlığı olan yakınlarına bu virüsü kolayca taşır ve büyük bir vebalin altına girersin.
- Sağlık bakanının uyarılarını dikkate alıp, alınan kararlara itiraz etmeden harfiyen uygulamak vatandaşlık görevimizdir.
- Sebebi ile ilgili senaryoları, daha önceden yapılmış öngörüleri, tespitleri ise şu belayı atlattığımızda ayrıca konuşuruz.
- Gelelim maddi kaygılarımıza ve beslenme sorunumuz olabileceği ihtimaline... Burada veya başka platformlarda taleplerimizi yüksek sesle duyurmalıyız ve bunu yaptığımız takdirde yetkililerin sessiz kalmayacağını, sonuç alacağımızı düşünüyorum.
- Ben Akçayda Perde ve Halı işiyle uğraşan bir esnafım. Çarkımın dönmesi, iş yerlerimin düzenli bir şekilde çalışmasıyla mümkündür. Eğer çalışma ortamım benim yetkim ve inisiyatifim dışında olan gelişmeler sebebiyle sekteye uğrarsa (ki uğrayacak gibi duruyor), devletimizin benim yaşayacağım zorlukları bilmesi getektiğine inanıyorum.
Nedir bu zorluklar?
1- Çalışan personelime Maaş ödemelerim
2- Tahakkuk eden ve edecek olan vergilerim
3- Sgk tahakkuklarım
4- Kira giderlerim
5- Vadesi gelmemiş çek vb borçlarım
6- Kredi kartı borçlarım
7- Bankalardan kullandığım kredi borçlarım
Bütün bunlar benim ticaretimin olağan akışında olan argümanlar.
Eğer olur da işlerimiz durursa yukarıda maddeler halinde özetlediğim hususlarda devlet desteği şarttır.
- Ben mevcut durumda devletimizin aldığı tüm önlemlere harfiyen uyacağımı Tevfik Çelik olarak şahsım ve ailem adına söz veriyorum. Burada ki birçok arkadaşımın da benimle aynı düşüncelerde bulunduğuna inanıyorum.
Konu ile ilgili düşüncelerim bunlardır.
Uzun bir yazı oldu, kimseyi sıkmak istemem ama tarihe bir not olarak bunları düşmek ve bu platformda paylaşmak istedim.
Selam, sevgi ve saygılarımla.

2020 YILI VE FARKINDALIK

1- Soğuk savaş döneminin malum düşmanı olan Komünizm’in yerini günümüzde maalesef İSLAMİYET aldı... Taliban, 11 Eylül, Usame Bin Ladin, Saddam, Kaddafi, Işid vb derken günümüze gelindi... Ortadoğu coğrafyası hep bir kabus, sürekli savaş ve kan gölü...
2- Binlerce yıldan beri aynı coğrafyada yaşayan, her dönemde dünyaya yön veren, bir çok dönem lider olan veya kendisini dünyanın hakimi olarak gören Çin, günümüz dünyasının tartışmasız lideri Amerika'ya kafa tutma gafletinde bulundu ve kendisini Biyolojik bir Saldırı altında buldu... Eeee hesap edilemeyen husus Çin’in dünyanın her bölgesine ulaşmış olmasıydı ve bu Biyolojik Saldırı, Corona Virüsü ile bir anda tüm Dünyaya yayıldı...
3- Karar vericilerin hızla artan dünya nüfusunu sınırlama ve belli seviyeye düşürme yolundaki çalışmaları, dünyanın farklı bölgelerinde özellikle de Afrika kıtasında daimi bir Kaos ortamını doğurdu. Kaos ise sürekli gerilim, çatışma ve savaş demekti...
4- Gıda Terörü... Besinlerimizin, tükettiğimiz gıdaların bir çoğunun laboratuvar ortamında hazırlanması, genetiği değiştirilmiş ürün haline gelmesi ve tüketim çılgınlığı... Beraberinde obez bir dünya...
5- Stres... Günümüzün en yoğun görülen vakası, insan bünyesinin direncini düşüren ve hastalıkların kolayca yol almasının önünün açılması...
6- Fütursuzca ilaç tüketimi... milyar dolarların bu sektörde konuşulması... Yeni yeni hastalıkların türetilmesi...
7- Enerjiye sahip olabilme ve hükmedebilme adına, enerji kaynaklarına sahip olan ülkelerin tamamının monarşi ve baskıcı bir rejimle yönetilmesi, fakir halklar, zengin yöneticiler, adaletsiz gelir dağılımı ve bu gelir dağılımındaki uçurumun zenginler lehine giderek açılması...
Bütün bunları ve burada yazmadığım, yazmaya üşendiğim diğer tüm olguları düşündüğümde, nasıl bir zamanda, neler görerek yaşadığımızı üzüntüyle görüyorum ve geleceğimizle ilgili ciddi kaygılar taşıyorum.
Çocuklarımıza inşaallah güzel bir gelecek bırakırızı bir temenniden öte olsun diye arzu ediyorum
Sadece ülke olarak değil, tüm dünya ve insanoğlu olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz dostlar...
Allah sonumuzu hayır etsin