11 Mart 2014 Salı

FIRTINA DA UYUYABİLİRİM

Çok sevdiğim ve sıkça kullandığım bir atasözümüz vardır, "Önümü kış tutayım, bahar olursa şansıma" diye...

Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu. Ama ne yakındaki köylerden ne de uzakta ki köylerden kimse onun çiftliğinde

çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vazgeçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur diyorlardı.

Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. 

Adamın haline bakıp "çiftlik işlerinden anlar mısın?" diye sormadan edemedi çiflik sahibi. 
"Sayılır" dedi adam ve ekledi "fırtına çıktığında uyuyabilirim". 
Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boş verip çaresiz adamı işe aldı. 

Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü de görünce içi rahatladı. Ta ki o fırtınaya kadar:

Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu: 
"Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Her şeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım".
Adam yatağından bile doğrulmadan mırıldandı: "Boş verin efendim, gidin yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim ya". 
Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı. Ertesi sabah ilk işi onu kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu.
Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu: 
Aaa! Saman balyaları birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı. Ahıra koştu. İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı kapatılmıştı. Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına yattı. Fırtına uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini kapatırken mırıldandı:  
"Fırtına çıktığında uyuyabilirim".

Gereken tedbiri zamanında almak, tedbirli davranmak, tecrübelerden ders çıkartmak ve gerisini ALLAHA bırakmak. İşte bütün bunları çok güzel özetleyen yukarıda ki öyküden sonra biz millet olarak neden illa ki, önlem almayıp, olayın olmasını bekler ve yıkıcı sonuçlara maruz kalırız diye düşünmeden edemiyorum. Halbuki perşembenin gelişi çarşambadan bellidir der atalarımız. Artık akıllı düşünüp, akıllı davranmalı ve durumdan vazife çıkarmayı her daim bilmeliyiz. Benim milletim bunu fazlasıyla hak ediyor. 


Yeni nesiller bu bilinçle yetişmeli ve daha güzel, daha güvenli, daha refah ve yaşaması daha keyifli bir Türkiye de yaşamalılar.


Hiç yorum yok: