27 Kasım 2013 Çarşamba

İLK KARARI ALMAKTA ÖZGÜRSÜN... PEKİ YA SONRASI?


İlk kararı almakta özgürsün, ama ya sonrasında? Sonrasında değilsin. İşte kıssadan hisse;

Adamın biri, bilge bir kral olmakla ün salmış olan kralın yanına gider.. Krala şunu sorar:
Efendim söyleyin bana hayatta özgürlük var mıdır?
Kral "Elbette" der... ve sorar "Kaç bacağın var senin?"
Adam soruya şaşırarak "İki efendim" der.
Kral "Pekala, tek bacağının üstünde durabilir misin?"…
"Elbette" diye cevap verir adam.
Kral, "O halde hangi bacağın üstünde duracağına karar ver".
Adam biraz düşünür ve sol bacağı üstünde durmaya karar verir.
"Tamam" der Kral, "Şimdi de öteki bacağını kaldır…"
Adam şaşırır… "Bu imkansız kralım" der.
"Gördün mü?" der kral "Özgürlük budur. Sadece ilk kararı almakta özgürsün. Ondan sonrasında değil."

Hayat da böyle değil mi? Bir seçim yaparız ve yapacağımız diğer seçimler artık bu ilkinden bağımsız gelişemez. Okuduğumuz okul, okuduğumuz bölüm, kariyer hayatımız, evleneceğimiz kişi, yaşadığımız şehir vs… 

Peki aldığımız bu kararların ne kadarı bağımsız gelişiyor? Hiç biri... Her kararımız, mevcut şartlarımızla, yani bir önce vermiş olduğumuz karar ile ilintili ve neden-sonuç ilişkisi içinde devam ediyor.
Bu nedenle mutluluk biraz da yapılan ilk seçimin ne kadar doğru ve yerinde olduğuyla ilgilidir. Hayatımıza yön verecek kararları alırken enine boyuna düşünmemiz gerekir.

Aksi halde bu kararların kurbanı olabilirsiniz ...


Peki, ilk kararım, "tecrübesizliğime, cahilliğime, şanssızlığıma veya bir anlık boşluğuma geldi" diyorsak, bu durumda ne yapmalıyız? 

Bu ancak mevcut durum sizde kesinlikle mutsuzluk, huzursuzluk getiriyor ve artık size işlerin bu şekilde yürümeyeceğini çok net olarak söylüyorsa, artık zamanı gelmiş deyip, radikal kararlar alıp "yeniden doğuşun sancılı sürecini" yaşamalıyız.

İyi de hocam bu yeniden doğuşun sancılı süreci dediğin nasıl bir şeydir soruyorsanız, işte cevabı:

Kartalın Yeniden Doğuş Hikayesi

Kartallar, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek
zorundadırlar.
Kartalların yaşı 40′a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir.Gagası uzar ve göğüsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır;

Ya ölümü seçecektir. Yada yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.

Bu yeniden doğuş süreci, 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse, kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkartır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur “Yeniden Doğuş” uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.

Yeniden doğuş süreci, uzun, meşakkatli ve yıpratıcı bir zaman dilimini kapsar. Evimizi, işimizi, şehrimizi, ülkemizi ve hatta eşimizi bile değiştirmeyi gerektirebilir bu süreç. İşte bu değişiklikleri yaparken, kendimiz için en ideal ve doğru olanını tespit edebilmek en önemli husustur. Ve hepimizin hayatında da bu ve benzeri durumlar ile bir kaç kez karşılaşabiliriz. Olaylar karşısında çabuk demoralize olmak yerine, kartalın yeniden doğuş sürecini her zaman aklımızda tutar isek, manevi desteğimiz hazır demektir.

Hayatımız boyunca karşılaşacağımız "yeniden doğuş"ların hepimiz için en doğru adımları içermesi dileğimle...

Hiç yorum yok: