13 Kasım 2013 Çarşamba

Rekabetin, Değer ve Etik Üzerindeki Etkileri


Afrika da her sabah uyanan Aslan ile yine Afrika da her sabah uyanan Ceylanın hikayesini daha doğrusu gerçeğini bilmeyenimiz yoktur. 
İkisi de her yeni güne, yeni bir yaşam mücadelesi verecekleri bilince ile başlarlar. İş hayatında bu mücadeleyi hep beraber vermekteyiz.

Her şirketin, her kurumun, ama sözlü ama yazılı kuralları vardır. Bu kurallar nesilden nesile aktarılırken, bazılarına anayasamızın ilk üç maddesi gibi kesinlikle dokunulmaz... İşte bu değişmez ve dokunulmaz kurallar o şirketlerin, o kurumların değerleridir...

Şirket etiği veya kurum etiği ise, bu değerlerin temel olduğu, toplum nazarında, ikili ilişkilerde veya ticari ilişkilerde, şirketin veya kurumun saygınlığını arttırıcı her türlü davranıştır. Tam tersi ifadeyle de toplum veya muhatap algısında saygınlığa zarar verecek her türlü davranışın dışında kalmaktır.

Rekabet ve risk olguları, öncelikle mevcudu korumak, akabinde de büyüme stratejisi benimsenerek yapıldığında, hem değerlerden, hem de etik davranışlardan taviz vermeden yürümeyi sağlamıştır.. Ancak, günümüzde yoğun rekabet gören gözleri kör etmiş, yanlış adımlara sebebiyet vermeye başlamış, yürünen yolun sonunun çoğu zaman uçurum olduğunu görmeye engel olmuştur. Uçurumun dibine ulaşıldığında gözler açılmış ama artık çok geç kalınmıştır. İşte rekabetin kör ettiği bu durumda genelde ne değer ne de etik kalmıştır. 

Yoğun rekabetin gözlerimizi kör etmemesi ve kalıcı başarılar dileğiyle...

Hiç yorum yok: