31 Ağustos 2010 Salı

Aykut'u Kocaman Anlamak

15 yıllık futbolculuk hayatında 3 kez gol kralı oldu, lig tarihinde 200 gol barajını aşan 5 futbolcudan birisi oldu, yine lig tarihinde 212 maçta 140 golle en fazla gol atan Fenerbahçeli futbolcu oldu.

Fenerbahçe'nin Trabzonspor deplasmanında attığı golle, yıllar sonra şampiyon olmasını sağladı, kulüp tarihine adını altın harflerle yazdırdı, "Trabzonsporlu arkadaşlarım için üzülüyorum, hiçbir şey çok fazla abartılmamalı" dediği için kulüp başkanın tepkisini çekti ve şampiyonluğa sevinmedi gerekçesi ile gönderildi.

Gerek futbolculuğu döneminde gerekse de teknik direktörlüğü döneminde hiçbir zaman, medyanın duymak istediği, medyanın görmek istediği, kavgacı, çirkef, ona buna sataşan, biraz kabadayı, biraz ukala, biraz bencil bir tavır sergilemedi. Tribünlere oynamadı, ona buna yalakalık yapmadı, doğru ne ise onu söyledi. Bu yüzden medya tarafından sevilemedi, başarıları gösterilmedi, ön plana çıkarılmadı ve kendisine hep mesafeli duruldu.

Futbol oynadığı dönemlerde de, teknik direktörlük yaptığı dönemlerde de, ne takım arkadaşları için, ne kendi teknik heyeti için, ne kulüp yönetmi için, ne rakip takım için, ne rakip takım teknik heyeti ve yöneticileri için, ne de hakem camiası için olumsuz ifadelerde bulunmadı. Olayların işin içinden çıkılmaz bir hale geldiğini gördüğünde de hiç tereddütsüz bırakmasını bildi.

Hep futbolun güzelliğinden, seyir zevkinden, dürüstlükten ve emeğe saygıdan taraf oldu. Efendiliği ve futbol zekası, sadece hal ve hareketlerinde değil, kelimelerinde de vücut buldu. Taraflı tarafsız herkesin saygısını kazandı.

Başarısızlığı, her zaman kendi üzerine aldı, başarıyı ise hep ekip çalışmasına bağladı. Çalışanın her zaman yanında oldu, Türk futboluna genç yetenekler kazandırdı ve kazandırmaya da devam ediyor.

Fenerbahçe'nin başına Türkiye de bir ilk olan Sportif Direktör kavramı ile geldi, hiç kimse ile problem yaşamadı, sadece doğruları ve yine sadece gerektiği yerlerde söylemeye devam etti. Başkalarının başarısızlıklarından nemalanmadı, bilakis kriz anında devreye girerek sorumluluğu üzerine aldı veya paylaştı. Çok sevdiği camiasının üzülmesini hiç istemedi, takımın içinde bulunduğu çok zorlu bir süreçte, eli kanlı, birçok akbabanın kendisini beklediğini bile bile, cesaretinden ve kendine güveninden emin olarak en risklin görevin sorumluluğunu büyük bir heyecan ile aldı.

Günlük başarı ve başarısızlıklardan daha ziyade, önce sistem oturtması gerektiğini ve bunu uygulayacağını söyledi. Transferde yıldız ve flaş isimlerden ziyade, sürekliliği olan, ihtiyaca cevap verecek, takım oyununa yatkın, kişisel becerileri yüksek, hırslı futbolcular aldı. Şimdi bunların adaptasyon dönemini yaşıyoruz, biraz sabretmemiz lazım dedi. Takım içinde ne gördü ise, ne biliyor ise, onu tüm çıplaklığı ile, yalansız dolansız paylaştı.

Hiçbir zaman tribünlere oynamayan, hep bizim duymak istediklerimizi değil de doğruları söyleyen bu karakterli KOCAMAN adama, televole ve maraton kültürü ile yoğurulmuş biz seyirciler alışmakta ve onu anlamakta zorlanıyoruz.

Zaman, hepimizin şapkayı önüne koyma zamanıdır.
Zaman, hepimizin sabırlı olması gereken zamandır.
Zaman, Fenerbahçemizi, başarısında sevdiğimizden daha fazla, başarsızlığında sahip çıkma zamanıdır.
Zaman, hepimizin HEP DESTEK TAM DESTEK sloganını yerine getirme zamanıdır.

2 yorum:

Tevfik ÇELİK dedi ki...

Aykut hocanın rakamları, istatiskleri şimdilik iyi gidiyor. Avrupada da başarılı olursa işlem tamamdır...

Tevfik ÇELİK dedi ki...

Erken konuşmayın...2 senedir td lük yapıyor...ve rakamlar başrılı olduğunu söylüyor...Hatta tüm dünya değerlendirmesinde bile böyle...geçen hafta yayınlanan verilere göre Trükiyeden ilk 100 deki tek takım ve 57. sırada...Glatasaray isimli kulübümüz ise 183. sırada :)